2021 Yılında Yatırımcıların İlgi Gelişimi ve ETF’nin Güncel Durumu
Yatırımcıların 2021 yılında altına olan ilgisinin düşük olması, dünyanın en büyük altın destekli ETF’si olan SPDR Gold Shares’in performansını doğrudan etkiledi. Ancak, özellikle yıl sonunda yaşanan olumlu gelişmeler ve piyasalardaki risk faktörleri, bu ilgiyi yeniden canlandırmaya başladı. ETF’nin toplam varlıkları, yıl boyunca çeşitli dalgalanmalar yaşasa da, son dönemlerde yaşanan hareketlilik, yatırımcıların güven duygusunu yeniden kazanmalarına neden oldu.
2024’te ETF’ye Yönelik Artan İlgi ve Güncel Girişler
2004 yılında piyasaya sürüldüğünden beri ilk kez, 2024’te ETF’ye girişler önemli ölçüde arttı. Cuma günü, ETF’ye 1,6 milyar dolardan fazla yeni giriş gerçekleşti. Bu, toplamda 27,6 metrik tonluk altın girişine işaret ederek, ETF’nin varlıklarını tarihi seviyelere yaklaştırdı. Yatırımcıların altına olan ilgisinin artmasıyla birlikte, ETF’lerin toplam varlıkları da yükselişe geçti ve piyasa açısından önemli bir gösterge haline geldi. Analistler, bu hareketliliğin temel nedenlerinden biri olarak piyasalardaki belirsizlikleri ve ekonomik riskleri gösteriyor. Ayrıca, düşük performans gösteren altın fiyatlarının, yatırımcıların ilgisini yeniden çekmeye başlamasıyla birlikte, piyasalardaki olumlu hava güçleniyor.
Altın Fiyatlarındaki Güncel Performans ve Analist Yorumları
Geçtiğimiz hafta, altın fiyatları istikrarlı bir yükseliş gösterdi ve piyasa katılımcılarının dikkatini çekti. Pazartesi günü, altın fiyatları son iki ayın en yüksek seviyelerine ulaşarak, yatırımcıların güvenli liman talebinin arttığını gösterdi. Bu yükselişte, piyasalarda artan riskten kaçınma eğilimi ve küresel jeopolitik gelişmeler önemli rol oynuyor. Piyasa uzmanlarından Edward Moya, yaptığı analizde şunları belirtiyor:
“Altın, diğer emtialara kıyasla oldukça iyi bir performans sergiledi. Cuma günü, en büyük külçe destekli ETF olan SPDR Gold Shares, yıllık bazda en büyük dolar cinsinden girişini kaydetti. Bu gelişmeler, özellikle jeopolitik risklerin ve küresel belirsizliklerin altına olan güveni artırmasıyla destekleniyor. Önümüzdeki günlerde, altının 1.850 dolar seviyesinin üzerine çıkması muhtemel görünüyor.”
Fed’in Para Politikası ve Piyasa Beklentileri
Bu hafta piyasalarda en çok merak edilen konu, Çarşamba günü açıklanacak olan Federal Rezerv’in faiz ve para politikası kararları olacak. Piyasa katılımcıları, Mart ayında faiz artırımı olasılığına odaklanmış durumda ve Fed’in bilanço küçültme sürecinin zamanlamasını yakından takip ediyorlar. Edward Moya, bu konuda yaptığı değerlendirmede şunları söylüyor:
“Fed’in Ocak ayındaki politika kararına ilişkin piyasa beklentileri, kademeli bir sıkılaştırmadan hızla agresif bir şahin tutuma dönüşmüş durumda. Jerome Powell’ın son açıklamaları, bilanço azaltımının iki, üç ya da dört toplantıya yayılabileceğine işaret ediyor. Bu yeni politika duruşu, piyasalarda büyüme tahminlerini ve faiz beklentilerini ciddi anlamda etkiliyor ve birçok yatırımcıyı tedirgin ediyor.”
Jeopolitik Gelişmeler ve Piyasalardaki Belirsizlik
Rusya ile Ukrayna arasındaki artan gerilimler, piyasalarda ek bir risk unsuru oluşturuyor. Son haftalarda, ABD hükümeti, Kiev’deki diplomatların aile üyelerine yönelik ‘Rus askeri harekâtı tehdidi’ gerekçe gösterilerek Ukrayna’dan ayrılma emri verdi. Ayrıca, İngiltere hükümeti, Rusya’nın Ukrayna’da Kremlin’e sadık bir hükümet kurma planı olduğunu açıkladı. NATO ise, Doğu Avrupa’ya ek güç göndermeye devam ederek bölgedeki askeri varlığını artırıyor. Bu gelişmeler, piyasalardaki belirsizliği daha da derinleştirerek, altın gibi güvenli liman varlıklarına olan talebi artırıyor ve yatırımcıların koruma stratejilerini yeniden gözden geçirmelerine neden oluyor.
