Altın piyasasında son gelişmeler ve gelecek beklentileri
Altın fiyatları, bu hafta 1.700 dolar seviyesinin üzerinde ani bir toparlanma gösterdi. Ancak, piyasalarda hala risklerin devam ettiğine dair endişeler hakim. Analistler, yıl sonunda yaşanacak olası düşüş ve yükseliş hareketlerini en çok gelecek hafta açıklanacak enflasyon verilerinin belirleyeceğine inanıyor.
“Merkez bankalarından daha fazla acil müdahale gelebilir”
Sarı metal, Nisan ve Eylül ayları arasında ardışık altı ay boyunca değer kaybı yaşadıktan sonra, dördüncü çeyreğe güçlü bir başlangıç yaptı. Artan küresel riskler ve ekonomik yavaşlama endişeleri, altını yeniden yatırımcıların gözdesi haline getirdi. Ayrıca, finansal piyasalardaki risklerin yükselmesi ve Fed’in agresif para politikası sıkılaştırmasının devam etmesi, altın fiyatlarını etkiliyor. Edward Moya, gelişmeleri şu şekilde değerlendiriyor:
- “İngiltere tahvil piyasında yaşanan sorunlar ve zaman sınırlı alım programları, hafta sonu alınacak önlemleri gündeme getiriyor. Japonya Merkez Bankası’nın yen desteklemek için müdahale etmesi ve küresel çapta merkez bankalarının acil eylemler yapması, piyasalarda risklerin arttığını gösteriyor.”
“Altın için zor bir ortam”
Ancak, makroekonomik veriler bu görüşle tamamen aynı fikirde değil. Cuma günü açıklanan Eylül ayı istihdam raporu, istihdam piyasasının güçlü kaldığını ve işsizliğin %3,5 seviyesine gerilediğini gösterdi. Bu durum, Fed’in politika değişikliğine gitme kararını erteleyebilir. Everett Millman, bu durumu şöyle yorumluyor:
- “Rapor, para politikasındaki sıkılaştırmanın etkilerinin henüz tam anlamıyla ortaya çıkmadığını gösteriyor. Bu nedenle, faiz artışlarının devam etmesi ve piyasalarda baskıların sürmesi olası.”
Öte yandan, CME FedWatch Tool verileri, piyasların Kasım toplantısında %78 olasılıkla 75 baz puanlık faiz artışını fiyatladığını gösteriyor. Bu da, FED’in dördüncü ardışık faiz artışını gerçekleştireceği anlamına geliyor. Edward Moya şu yorumu yapıyor:
- “Fiyat artışlarındaki düşüş yeterince hızlı olmuyor. Fed’in şahin söylemleri ve agresif duruşu, altın için zorlu bir ortam yaratmaya devam edecek. Bu nedenle, altının bir miktar daha aşağı yönlü kırılganlık göstereceği öngörülüyor.”
“Fed’in hızlı dönüşü pek olası değil”
Analistler, faiz artırımı beklentileri yükselirse, bu haftaki altın rallisinin tersine dönebileceği konusunda uyarıyor. Everett Millman, bu konuda şunları söylüyor:
- “Kısa vadeli bu ralli, büyük ölçüde Fed’in faiz artışlarını yavaşlatması veya durdurmasıyla ilişkilidir. Diğer merkez bankaları ise, Fed’den daha hızlı hareket ederek, politika değişikliğine gidebilir. Bu da, altın fiyatlarında ciddi bir düşüşe neden olabilir.”
“Patlayıcı bir artış mümkün”
Yatırımcılar açısından önemli olan nokta, makroekonomik verilerin ve faiz politikalarının gecikmeli etkileridir. Millman’a göre, faiz artırımlarının ekonomiye yansıması genellikle 9 ila 18 ay arasında gerçekleşiyor. Bu nedenle, enflasyon ciddi ölçüde düşmeye başlarsa, Fed’in faizleri tekrar artırma gerekliliği doğabilir ve bu durumda altın fiyatlarında büyük bir artış yaşanabilir. Millman şu ifadeleri kullanıyor:
- “Fed, enflasyonla mücadelede beklentilerin ötesinde daha fazla endişe taşıyor olabilir. Bu da, kısa vadede altın fiyatlarının zayıflamasına neden olsa da, yıl sonunda veya gelecek yılın başında, yüksek faizlerin etkisinin azalmasıyla altın patlayıcı biçimde yükselebilir.”
Jeopolitik riskler ve jeostratejik gelişmeler de altını destekleyen önemli faktörler arasında yer alıyor. Ukrayna’daki savaş, artan nükleer tehditler ve enerji krizleri, altın talebini artırıyor. Ayrıca, mevsimsel dinamikler de altının lehine çalışıyor. Millman, şu noktaya dikkat çekiyor:
- “Hindistan’da festival sezonu başladı, ardından düğün sezonu geliyor. Türkiye ve Çin’de ise büyük altın ithalatı gerçekleşiyor. Bu gelişmeler, altın fiyatlarını olumlu etkiliyor.”
Önümüzdeki hafta en önemli odak noktası: Enflasyon verileri
Perşembe günü açıklanacak olan Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) raporu, piyasalarda en çok izlenecek olay olacak. Enflasyonun düşüş göstermesi, Fed’in politika değişikliğine gitme olasılığını artırabilir ve bu da altın fiyatlarını yukarı taşıyabilir. Ancak, rapor beklenenden yüksek çıkarsa, değerli metalde yeni bir düşüş yaşanabilir. Edward Moya konu hakkında şunları söylüyor:
- “Faiz artırımlarının etkileri zamanla kendini gösteriyor. Enflasyonun yatışması veya daha sıcak bir rapor, altın için kısa vadede olumsuz olabilir. Ancak, bu faiz artışlarının son olacağını gösteren sinyaller de var.”
ABD’nin Eylül ayı yıllık TÜFE tahmini %8,1 seviyesinde, bu oran Ağustos ayında %8,3 olmuştu. Çekirdek enflasyonun ise %6,3’ten %6,5’e çıkması bekleniyor. ING Ekonomisti James Knightley, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
- “Benzin fiyatlarındaki gecikmeli düşüşler, genel fiyat seviyelerini hafifçe aşağı çekebilir. Ancak, gıda ve enerji dışı çekirdek enflasyon, hız kesmeden yükselmeye devam ediyor.”
Haftalık teknik analiz ve beklentiler
Piyasa uzmanı Christopher Lewis, altın fiyatlarının teknik görünümünü şöyle açıklıyor:
- “Başlangıçta 1.750 dolar seviyesine doğru bir kırılma girişimi olsa da, bu seviyede kararsızlık ve geri çekilme görüldü. 200 Haftalık EMA seviyesi, dikkat edilmesi gereken önemli bir destek noktası olmaya devam ediyor. Şu anki durumda, altının 1.680 dolar seviyesine doğru bir düşüş riski bulunuyor.”
Lewis’e göre, bu seviyenin kırılması, ciddi satış baskısı yaratabilir. Ayrıca, ABD dolarının davranışları ve faiz oranı politikaları, altın fiyatlarını doğrudan etkiliyor. Eğer faiz artışları devam ederse, altın fiyatlarının baskılanmaya devam edeceği öngörülüyor. Yıl başından beri süregelen düşüş trendi ve Fed’in agresif sıkılaşma politikası, bu durumu pekiştiriyor.