Altın Fiyatlarındaki Dalgalanmalar ve Piyasa Beklentileri
Yatırımcılar, Çarşamba günü Federal Rezerv’in faiz kararı öncesinde altın fiyatlarındaki hareketliliği yakından izledi. Risk iştahındaki artış ve petrol fiyatlarındaki aşağı yönlü hareket, değerli metal üzerinde baskıyı artırdı. Uluslararası piyasalarda altın, gün içinde oynaklık göstererek dalgalı seyirler izledi.
Carsten Fritsch: Risk İştahı ve Ukrayna Gelişmeleri Altın Fiyatını Etkiledi
Analist Carsten Fritsch, erken saatlerde altının 1.930 dolar seviyesinin altına geriledikten sonra toparlanma girişiminde bulunduğunu ve gün sonunda %0,85’lik bir kayıpla 1.933 dolar seviyesinde dengelendiğini belirtiyor. Fritsch, Rusya ile Ukrayna arasında gerçekleştirilen görüşmelerden gelen olumlu sinyallerin, savaşın sona erebileceğine dair umutları artırdığına dikkat çekiyor. Bu gelişmeler, piyasalardaki risk algısını olumlu yönde etkiledi ve güvenli liman olarak görülen altına olan talebi azalttı.
Ayrıca, tahvil faizleri yükselişe geçerek ABD 10 yıllık tahvil getirisi %2,12 seviyesini aştı ve bu, Temmuz 2019’dan bu yana görülen en yüksek seviyeye işaret ediyor. Carsten Fritsch, faizlerin artmasının, faiz getirmeyen altına olan ilgiyi azalttığını ve piyasa üzerinde ek baskı oluşturduğunu vurguluyor.
Altın ETF’lerine Yönelik Yüksek Girişler ve Talep Artışları
Kriptokoin.com tarafından da bildirildiği üzere, petrol fiyatları varil başına 100 doların üzerinde seyretmesine rağmen, ardından kayda değer bir gerileme yaşandı ve Salı günü de düşüş eğilimini sürdürdü. Bu gelişmelerin, piyasalarda devam edip etmeyeceği ve altın talebine nasıl yansıyacağı henüz belirsizliğini koruyor. Analistler, ETF’lere olan ilgide önemli artışlar olduğunu belirtiyor.
Bloomberg verilerine göre, altın ETF’leri yaklaşık 56 tonluk giriş kaydetti ve bu, Mart 2020’den bu yana en yüksek haftalık giriş olarak kayıtlara geçti. Mart ayının başından itibaren toplamda 91 tonluk artış yaşandı. Bu yüksek girişler, altın fiyatlarının tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 2.075 dolara ulaşmasından önceki dönemlerde görülmüştü.
Fed’in Faiz Artışlarının Altına Olan Etkisi ve Yatırımcı Beklentileri
Önümüzdeki günlerde piyasanın odak noktası, Çarşamba günü gerçekleştirilecek Fed toplantısı ve Başkan Jerome Powell’ın açıklamaları olacak. Piyasa katılımcıları, Fed’in Ukrayna’daki savaş ve enflasyon verilerine nasıl bir yön vereceğine ilişkin netlik kazanmayı umuyor. Piyasa, bu toplantıda 25 baz puanlık faiz artışını fiyatlıyor ve Fed’in en son ekonomik projeksiyonlarını ve nokta grafiğini yakından takip ediyor.
TD Securities stratejistleri, piyasalarda büyüme odaklı bir yavaşlama ve enflasyonun hafiflemesine dair beklentilerin arttığını belirterek, bu durumun altın fiyatlarını daha stabil bir seyire yönlendirebileceğine işaret ediyor. Ayrıca, bazı analistler, Fed’in toplamda 25 baz puanlık faiz artışlarının altın üzerinde ek baskı yaratmaması gerektiğini düşünüyor. Carsten Fritsch, “Yıl sonunda toplamda 6 faiz artışı öngörüyoruz ve bunun altın fiyatlarına olumsuz bir etkisi olmamalı” diyerek görüşlerini paylaşıyor. Ancak, Fed’in daha agresif bir sıkılaştırma politikası benimsemesi halinde bu durum değişebilir.
Hussein Sayed: Fed’in Dengeli Politika Uygulaması Zor Olacak
ABD Merkez Bankası, enflasyonun hızla yükselmesi nedeniyle zor bir sınavla karşı karşıya. Enflasyon ve savaş nedeniyle enerji ve emtia fiyatları tarihi seviyelere ulaşırken, Fed’in dengeli bir politika izlemesi büyük önem taşıyor. Exinity baş piyasa stratejisti Hussein Sayed, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Ukrayna’daki çatışma, enerji ve emtia fiyatlarını yeni zirvelere taşırken, bu durum Amerikan tüketicilerini ciddi ölçüde etkiliyor. Bu dış şoklar, para politikasının kontrolü dışında gelişiyor ve fiyatlar üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Fed’in hızlı ve sert adımlar atması, finansal piyasalarda istikrarsızlığa ve durgunluk riskine yol açabilir. Aynı zamanda, aşırı yüksek enflasyon seviyeleri, yavaş hareket edilmesi halinde daha da kötüleşebilir.”
Sayed, ayrıca, Fed’in istihdam ve enflasyon hedefleri doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini vurguluyor. “Pandemi sonrası toparlanma devam ederken, Fed’in bilanço küçültme ve faiz artırımlarını dikkatle planlaması gerekiyor. Bu süreçte, bilanço yönetimi faiz oranlarından daha kritik bir rol oynayabilir” diyerek stratejilerini özetliyor.
Resmi Altın Alımlarının Gelecekteki Destekleyici Rolü
Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları, bu hafta Perşembe ve Cuma günü faiz kararlarını açıklarken, resmi altın alımlarını da gözden geçiriyorlar. Capital Economics baş ekonomisti Neil Shearing, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede,
“Ukrayna’daki savaş ve jeopolitik gelişmeler, merkez bankalarının altın alımlarını hızlandırabilir. Ancak, şu ana kadar alınan önlemler ve resmi veriler, daha çok temkinli bir yaklaşımın sürdüğünü gösteriyor. Yine de, jeopolitik riskler arttıkça, altın talebi ve alımların artması muhtemel”.
Stratejistler, özellikle Batı ülkelerinin Rusya’ya yönelik uyguladığı sert yaptırımların ardından, merkez bankalarının altın alımlarını artırma olasılığının güçlendiğine dikkat çekiyor. Bu gelişmeler, altına olan talebi destekleyici faktörler arasında yer alıyor ve piyasalarda yeni bir güvenli liman arayışını tetikleyebilir.
