Altın Fiyatları Cuma Gününü %1 Düşüşle Kapattı
Altın fiyatları, haftanın son gününde %1 oranında değer kaybederek, yaklaşık iki haftanın en düşük seviyesine geriledi. Bu düşüş, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) agresif faiz artırımı politikalarının ve dolar endeksinin güçlenmesinin etkisiyle gerçekleşti. Sarı metal, Mart ayından bu yana yaşadığı en büyük haftalık kayıplarını yaşarken, piyasalardaki belirsizlik ve enflasyon endişeleri de altının güvenli liman olma özelliğini sorgulamasına neden oluyor.
Uzman Yorumları ve Piyasa Analizi
Kitco’dan kıdemli analist Jim Wycoff, altındaki mevcut durumu şu şekilde değerlendiriyor: “Altın, taze bir temel kıvılcım olmadan hareket ediyor ve bu da fiyatlarda baskıya yol açıyor. Grafiklere göre satışlar artarken, altının yeni ivme kazanması zor görünüyor.” Ayrıca, Fed Başkanı Jerome Powell’ın Perşembe günü yaptığı açıklamalar, piyasaları hareketlendirdi. Powell, enflasyonu dizginlemek amacıyla Mayıs toplantısında yarım puanlık faiz artışının gündemde olduğunu ve agresif sıkılaştırma politikalarının devam edebileceğini belirtti. Bu açıklamalar, ABD 10 yıllık Hazine tahvillerinin faizlerini artırırken dolar endeksini de yükseltti ve böylece uluslararası piyasalarda altını daha pahalı hale getirdi.
Altın Yatırımcılarının Talebi ve Fiyat Beklentileri
Saxo Bank analisti Ole Hansen, özellikle enflasyonun yükseldiği dönemlerde altının güvenli liman talebinin sürdüğünü belirtiyor. Hansen’e göre, “Fiyat hareketleri durağan olsa da, altın halen yüksek enflasyon, ekonomik belirsizlikler ve piyasa oynaklıklarına karşı korunma sağlıyor.” Hindistan’daki satıcılar, fiyatların gerilemesiyle talebin hafifçe artmaya başladığını bildirirken, Çin’deki talebin ise Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle halen düşük seviyelerde seyretmeye devam ettiği gözlemleniyor.
Uzun Vadeli Görünüm ve Teknik Analizler
Altın fiyatlarının kısa vadede düşüş eğilimini sürdürüyor olmasına rağmen, genel olarak uzun vadeli boğa trendi devam ediyor. Piyasa uzmanları, Fed’in agresif faiz politikalarına rağmen altının 2.000 dolar seviyesine yaklaşmasının psikolojik bir direnç olduğunu ve bu seviyenin aşılmasının fiyatların yeniden yükseliş trendine girmesi için önemli olacağını öngörüyor. Piyasa analisti Rupert Rowling, “Yatırımcılar, Temmuz ayındaki faiz artışlarının artmasıyla birlikte, altındaki hareketin bu aralıkta kalabileceğini düşünüyor.” diyerek, kısa vadeli beklentilere ışık tutuyor. Rowling’e göre, artan faiz oranları ve jeopolitik gelişmeler, altının yukarı yönlü hareketini sınırlıyor ve fiyatların 1.900 ila 1.950 dolar arasında dalgalanması muhtemel görünüyor.
Faiz Artışlarının ve Tahvil Piyasanın Etkisi
Önümüzdeki dönemde Fed’in faiz artırımlarını hızlandırmasıyla, altın üzerindeki baskılar devam edecek gibi görünüyor. Commerzbank ekonomistleri, “Altın, artan tahvil faizleri ve yüksek getiri beklentileri karşısında kontrol altında tutuluyor” diyerek, kısa vadede düşüşlerin devam edebileceğine işaret ediyorlar. Ayrıca, 10 yıllık ABD Hazine tahvillerinin faizlerinin %3 seviyesine yaklaşması, altına olan ilginin azalmasına neden oluyor. Piyasa beklentileri ise, Haziran ve Temmuz aylarındaki faiz artışlarının 50 baz puana yakın olmasını fiyatlandırıyor ve bu da altındaki fiyat hareketlerini doğrudan etkiliyor.
ETF ve Güvenli Liman Akışları
Güvenli liman talebinin göstergelerinden biri olan ETF (Borsa Yatırım Fonları) akışları, ekonomik belirsizlik ve faiz artışlarıyla şekilleniyor. TD Securities’e göre, “Yılın ilerleyen dönemlerinde, Fed’in para politikasını yavaşlatması ve enflasyonun kontrol altına alınması halinde, altına olan girişlerin artması bekleniyor”. Ancak, şu anki ortamda, faizlerin yükselmesi ve küresel jeopolitik gelişmeler, altına olan talebi sınırlayan en önemli faktörler arasında yer alıyor.