Altın ve Doların Küresel Piyasalardaki Etkileşimi
Çarşamba günü altının ons fiyatında yaşanan düşüş, yükselen Amerikan dolarının küresel piyasalardaki hakimiyetini artırmasıyla gerçekleşti. Bu gelişme, sarı metalin son iki ayın en düşük kapanış seviyelerine gerilemesine neden oldu. Perşembe günü ise, dolar endeksinin yeniden güç kazanmasıyla altın fiyatları 10 haftanın en düşük seviyelerine doğru hareket etti. Analistler, piyasalardaki bu hareketlerin Federal Rezerv’in faiz politikalarıyla yakından ilişkili olduğunu belirtiyor.
ABD Dolar Endeksinin Güçlenişi ve Altına Etkileri
DXY endeksinin 2017 yılından bu yana en yüksek seviyelerine ulaşması, altın fiyatlarını olumsuz etkiliyor. Güçlü dolar, diğer para birimleriyle kıyaslandığında altının uluslararası piyasalardaki cazibesini azaltıyor. Yükselen dolar, emtia fiyatlarını dolar bazında yükseltirken, aynı zamanda dolar cinsinden fiyatlandırılan altın gibi değerli metalleri alıcıları için daha maliyetli hale getiriyor. Bu durum, yatırımcıların alternatif güvenli limanlara yönelmesine de neden oluyor.
Fed’in Para Politikası ve Altın Talebi
Uzmanlar, FED’in agresif faiz artırımlarının enflasyonu kontrol altına alma çabasıyla devam edeceği beklentisiyle, altın fiyatlarının kısa vadede baskı altında kaldığını söylüyor. Rupert Rowling, bu durumu şöyle değerlendiriyor: “Eğer altın 1.900 dolar seviyesini tutamazsa, piyasa hareketleri ve Fed’in faiz politikası daha belirleyici olacak. Korku trade’inin altını tekrar yükselişe geçirebileceği zamanı ise uzak görmüyoruz.”
Altın Fiyatlarındaki Dalgalanmalar ve Yatırımcı Davranışları
Mayıs ve Haziran aylarında FED’in faiz artırımlarını neredeyse kesin gözüyle bakılırken, altının getirisiz olması ve piyasa belirsizliği, yatırımcıların ilgisini azaltmıştı. Yaklaşık bir ay önce 2.000 doların üzerinde olan fiyat seviyesi, sert bir düşüşle karşılaştı. Ancak, uzmanlar 1.900 dolar seviyesinin tarihsel olarak altın için önemli bir destek noktası olduğunu ve şu anki piyasa koşulları göz önüne alındığında, bu seviyenin tekrar altın fiyatlarını yukarı yönlü tetikleyebileceğine inanıyor.
Altının Teknik Seviyeleri ve Gözlemler
Brian Lan’a göre, altın 1.900 dolar seviyesinde iyi tutunuyor olsa da, doların baskısı altını zorluyor. Önümüzdeki hafta FED’in faiz kararları ve politika duruşu piyasaların odak noktası olmaya devam edecek. Dolar endeksinin 103,82 seviyesinin üzerine çıkması, altının uluslararası piyasalarda daha da zayıflamasına neden olabilir. Yeap Jun Rong ise, fiyatlarda olası düşüşlerde 1.850 dolar seviyesinin önemli bir destek olacağını öne sürüyor.
Altın ve Ekonomik Gelişmeler
Yüksek enflasyon ve jeopolitik riskler, altını geleneksel olarak güvenli liman olarak öne çıkarıyor. Ancak, yaşanan ekonomik belirsizlikler ve Çin’deki Covid-19 kısıtlamaları, talebi olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, yatırımcılar farklı alternatiflere yönelmeye başladı. Brian Lan, Ukrayna’daki çatışma ve yüksek enflasyon ortamında, altının fiyatlarının yeterince yükselememesinin temel nedeni olarak piyasa katılımcılarının risk iştahını kaybetmesini gösteriyor.
Destek ve Direnç Seviyeleri
Credit Suisse ve diğer analistlerin değerlendirmelerine göre, altın fiyatları şu an 1.877 dolar seviyesinde kritik destek noktasıyla karşı karşıya. Bu seviyenin üzerinde kalınması halinde, 1.998/2.000 dolar seviyeleri ilk direnç noktası olarak görülüyor. Eğer fiyatlar bu seviyelerin altında kalmaya devam ederse, 1.845/1.833 dolar seviyeleri yeni destek olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, 2.070/75 dolar seviyesinin ise orta vadede yeni bir boğa trendinin başlaması için önemli bir kırılma noktası olduğunu belirtiyorlar.
Vadeli İşlem Piyasaları ve Teknik Analizler
CME Group’un verilerine göre, altın vadeli işlem piyasasında short pozisyonlar artış gösteriyor. Çarşamba günü yaklaşık 4 bin kontratlık artış ve toplam hacimde 15 bin kontratlık yükseliş gözlemlendi. Piyasa analisti Pablo Piovano, açık faiz ve hacim artışlarının kısa vadede altını daha fazla geri çekilmeye karşı savunmasız hale getirdiğine dikkat çekiyor. En yakın destek seviyesi olarak 1.833 dolar, 200 günlük Hareketli Ortalama (SMA) seviyesinde bulunuyor ve bu seviyenin kırılması halinde, fiyatlar yeni düşüşlere yönelme riski taşıyor.