Mackenzie’den Hisse ve Tahvil Piyasa Yaklaşımları
Dünyanın önde gelen küresel fon yönetim şirketlerinden biri olan Mackenzie, son zamanlarda yatırımcıların ve piyasa uzmanlarının dikkatini çeken bir değerlendirmede bulundu. Şirket, hisse senetleri konusunda daha temkinli bir duruş sergilemeye başladığını ve tahvillerin cazibesinin arttığını belirtti. Bu strateji değişikliğinin temelinde, merkez bankalarının faiz artırımı politikalarının ekonomiye etkilerinin yavaş yavaş kendini göstermesi yatıyor.
Lesley Marks, Mackenzie’nin Hisse Senetleri Baş Yatırım Sorumlusu olarak yaptığı açıklamada, “Merkez bankalarının maliyetleri yükseltme stratejileri, ekonomik aktivitede yavaşlamaları tetiklemeye başladı ve bu durum yatırımcıları daha korumacı ve temkinli bir pozisyona yönlendiriyor” dedi. Ayrıca, Marks, “Veriler yılın kalan döneminde daha net biçimde ortaya çıkmaya devam edecek ve ekonominin yavaşlama eğilimini net şekilde görebileceğiz” ifadesini kullandı. Mackenzie’nin görüşü, özellikle sabit getirili yatırımların cazip hale geldiğine işaret ediyor.
Global Yatırımcıların ve Uzmanların Görüşleri
Bu yaklaşım, birçok büyük yatırımcı ve finans uzmanı tarafından da benimseniyor. Morgan Stanley’in yayımladığı ve “Yatırımcılar Fed ile Neden Savaşmamalı” başlıklı raporunda da vurgulandığı gibi, S&P 500 endeksinde görülen yaklaşık %16’lık güçlü yükseliş, ekonomik yavaşlamayı göz ardı eden bir iyimserlikle gerçekleşiyor. Ancak, Mackenzie’nin öngörüleri, küresel fon yöneticilerinin de ortak görüşüyle uyumlu. Bu uzmanlar, Fed’in agresif faiz artırımlarını zaman zaman piyasalarda ekonomik iyimserlik veya gereksiz tehditler olarak algılamanın yanlış olabileceğini dile getiriyorlar.
Durgunluk ve Hisse Senedi Seçenekleri
Marks, yaptığı açıklamada, “Küresel anlamda yaşanacak olası bir durgunluğun daha ılımlı ve yönetilebilir olacağını” belirtti. Ayrıca, “2023’ün ikinci yarısında ekonomide beklenen yavaşlamanın hisse senedi piyasalarını daha fazla etkilemeye başlayacağı” öngörüsünde bulundu. Yatırımcıların bu süreçte daha dikkatli hareket etmeleri gerektiğine değinen Marks, özellikle döngüsel olmayan temel tüketim ve sağlık sektörleri gibi alanların, ekonomik durgunluk döneminde öne çıkabileceğine dikkat çekti. Bu sektörler, ekonomik yavaşlamalara karşı daha dirençli olma özelliğiyle, portföylerde önemli rol oynayabilir ve yatırımcılara avantaj sağlayabilir.