Enflasyon Raporunun Piyasalara Yansıması ve Beklentiler
Son enflasyon raporu sonrası finansal piyasalar yeni bir denge arayışına girdi. Uzmanlara göre, en olası senaryo Mayıs ayında faiz oranında 25 baz puanlık bir artış yapılması ve Temmuz ayında ise faiz indirimi yönünde adımlar atılması yönünde. Bu gelişmeler, piyasa katılımcılarının gelecek dönemlerdeki politika hareketlerini yakından takip etmesine neden oluyor.
Mart Ayı Enflasyon Verileri ve Analist Yorumları
Mart ayı enflasyon verileri, Şubat ayındaki %0,4’lük artışın ardından TÜFE’nin aylık bazda %0,1 artış gösterdiğini ortaya koydu. Yıllık enflasyon ise %5 seviyesine gerileyerek, Mayıs 2021’den bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Özellikle konut maliyetleri, enflasyonun ana belirleyicisi olmaya devam ediyor. Aynı zamanda, Fed Başkanı Jerome Powell’ın tercih ettiği enflasyon göstergesi olan çekirdek hizmetler, Şubat ayında %0,5 artıştan sonra %0,4 seviyesine yükseldi. Edward Moya, yaptığı değerlendirmede, “Bu enflasyon raporu, karmaşık sinyaller içeriyor. Gıda endeksi Eylül 2020’den bu yana ilk kez geriledi ve enerji endeksi Mart ayında %3,6 düştü. Ancak, konut maliyetleri hafifçe düşerken bile yüksek seviyelerde kalmaya devam ediyor ve enflasyonun ana itici gücü olarak öne çıkıyor,” dedi.
Fed’in Faiz Adımları ve Ekonomik Beklentiler
Birçok ekonomi uzmanı, Federal Reserve’in Mayıs ayında 25 baz puanlık bir faiz artışına gideceği konusunda hemfikir. Capital Economics Kuzey Amerika baş ekonomisti Paul Ashworth, “Çekirdek enflasyonun önemli ölçüde gevşememesi ve temel mal fiyatlarının toparlanması, Fed’in bir sonraki politika toplantısında bu yönde adım atmasını olası kılıyor,” diyerek beklentilerini paylaştı.
Fed Yetkililerinin Temkinli Yaklaşımı ve Gözlemleri
Enflasyon verisinin açıklanmasının ardından, Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin ise çekirdek enflasyonun istikrara kavuşması için daha fazla çaba gerektiğine vurgu yaptı. Barkin, “Yıllık bazda %5’in biraz üzerinde seyreden çekirdek enflasyon oranını yakından izliyoruz. Enerji fiyatlarında olumlu gelişmeler olsa da, enflasyonda kalıcı düşüşler için daha çok çalışmalıyız,” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan, New York Fed Başkanı John Williams ise, enflasyonu kontrol altına almak için daha fazla faiz artışının gerekli olduğunu belirtti. Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee ise, ekonomideki belirsizlikler ve riskler nedeniyle “ihtiyat ve sabır” çağrısında bulunarak, “Daha fazla veri toplamalıyız ve faiz oranlarını çok agresif şekilde artırmadan önce enflasyonun yönünü netleştirmeliyiz,” dedi.
Faiz İndirme ve Sıkılaştırma Senaryoları
Comerica Bank baş ekonomisti Bill Adams, Mayıs ayındaki faiz artışının, sıkılaştırma döngüsünün son hamlesi olabileceğini düşünüyor. Adams, “Fed’in nokta grafiği, yıl sonunda hedef faiz oranını bu seviyede tutmayı öngörüyor, fakat yavaşlayan ekonomik göstergeler, faiz indirimi olasılıklarını güçlendirebilir,” şeklinde görüş belirtti.
Öte yandan, ING uluslararası baş ekonomisti James Knightley, faiz oranlarının %5,00-%5,25 seviyesine yükseltilmesinin, sıkılaştırmanın zirvesine işaret edebileceğine dikkat çekiyor. Knightley’e göre, bu durum, “daha yüksek faiz oranlarının sert iniş riskini artırdığı” anlamına geliyor. Ayrıca, “Fed’in ikili görevi doğrultusunda, enflasyonun hızla düşüşe geçmesi ve işsizliğin artması durumunda, yıl sonunda faizleri 100 baz puan indirerek, piyasayı rahatlatma olasılığı mevcut,” ifadelerini ekliyor.
Altın Fiyatlarındaki Güncel Durum ve Yönelim
Edward Moya, altın piyasasında enflasyonun hızla yükselmek yerine, makul seviyelerde kaldığını belirtti. Moya, “Bu enflasyon raporu, dezenflasyon sürecinin umut verici olduğunu gösteriyor, fakat Fed’in sıkılaştırma politikalarını sona erdirmediği sürece altın fiyatlarının yükseliş trendi devam edecektir,” dedi. Genel olarak, altın fiyatlarında hâlâ güçlü bir yükseliş trendi söz konusu. Ancak, ekonomik büyüme ve Fed’in bu yılki stratejileri konusunda belirsizlikler devam ederken, fiyatların bir süre konsolidasyon modunda kalması muhtemel görünüyor.
Yükseliş İçin Gerekli Katalizörler
Ryan McKay ise, piyasanın Mayıs ayındaki faiz artışını takiben, faiz indirimlerinin de gerçekleşeceği beklentisine kapılması halinde, altının yeniden yükselişe geçebileceğini düşünüyor. Bu durum, fiyatların yeni zirve seviyelerine ulaşması için önemli bir tetikleyici olabilir. Analiste göre, 2.064 dolar seviyesinde bir yukarı yönlü kırılma, piyasayı yeni bir yükseliş trendine taşıyabilir.
Fed Şahinliği ve Altın Fiyatlarına Etkisi
Commerzbank ise, bu yıl içinde beklenen 50 baz puanlık faiz artışlarının ve faiz indirimi yapılmaması durumunun, altın fiyatlarında aşağı yönlü bir düzeltme yaratabileceğini öngörüyor. Banka analisti Thu Lan Nguyen, “Faizlerin daha da yükselmesi, altın fiyatlarının yaklaşık 1.900 dolar seviyesine kadar gerilemesine neden olabilir,” diyerek uyarıyor.
Altının 2.000 Dolar Seviyesi ve Olası Düşüşler
Philip Newman, Fed’in net bir dönüş yapmaması halinde, altının 2.000 dolar seviyesini kaybedebileceğine dikkat çekiyor. Newman’a göre, altın şu anki seviyelerde kalmaya devam edebilir, fakat piyasa beklentileri ile Fed’in gerçek politikası arasındaki farklar, fiyat hareketlerini etkileyebilir. Yılın ikinci yarısında, Fed’in pozisyonunu yeniden ayarlamasıyla, altın fiyatları üzerinde önemli değişiklikler olabilir.
Fiyatların 1.700 Dolar Seviyelerine Düşmesi Mümkün mü?
Satış baskısı arttıkça, altının fiyatı 1.700 dolar seviyelerine kadar gerileyebilir. Ancak, Philip Newman ise, eğer altın 1.900 dolar seviyesini uzun süre koruyabilirse, satışların sınırlandırılabileceğini belirtiyor. Bu durumda, fiyatların daha az düşeceği ve destek seviyelerinin güçleneceği öngörülüyor. Yine de, piyasa koşulları ve Fed politikalarına bağlı olarak, bu seviyelerin test edilmesi olasıdır.
