Seçim Sonrası Ekonomik Durum ve Döviz Kurlarındaki Hareketlilik
Türkiye’de gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından, ikinci tura kalan adayın zaferiyle siyasi istikrar yeniden tesisi edildi. Bu gelişmeyle birlikte, uzun süredir sakin seyreden döviz piyasalarında hareketlilik yaşanmaya başladı. Seçim öncesi ve sonrası dönemde, piyasalarda gözlemlenen değişiklikler, özellikle döviz ve altın fiyatlarına yansıdı. Ülkemizde yaşanan bu gelişmeler, yatırımcıların gözünü tekrar döviz ve altın piyasalarına çevirdi. Geçtiğimiz dönemlerde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ile serbest piyasa kurları arasındaki makas, ekonomiyi ve piyasa güvenliğini olumsuz etkileyen önemli bir faktör olmuştu. Bu bağlamda, Kapalıçarşı’da başlayan hareketlenme, dolar/TL kurunun 22,50 seviyelerinden aşağı inmesini sağladı. Ancak, belirsizliklerin azalmamasıyla birlikte, dolar kuru son aylarda kaydettiği yükselişi sürdürüyor ve yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor.
Kur ve Altın Fiyatlarındaki Güncel Durum
Haftanın başında 19,90 seviyesinden işlem gören dolar/TL kuru, gün içerisinde 20,90 seviyesine yükseldi. Bu hareketlilik, piyasalarda yeniden ciddi bir dalgalanma yaşandığını gösteriyor. Dövizdeki bu hızlı yükseliş, gram altın fiyatlarının 1300 TL sınırını aşarak tarihi zirvelere ulaşmasına neden oldu. Aynı zamanda, piyasalardaki geri dönüşler ve ekonomik göstergelerdeki değişiklikler, yatırımcıların risk algısını yeniden şekillendiriyor.
Doların Yükselme Nedenleri
Seçim sonrası dönemde dolar kurunun neden hızla yükseldiğine dair çeşitli ekonomik ve siyasi argümanlar öne sürülüyor. Siyasi belirsizliklerin devam ettiği, ekonomi yönetiminin piyasalara güven vermekte zorlandığı ve uluslararası yatırımcıların risk algısının arttığı görülüyor. Hükümet, seçim öncesi ve sonrası süreçte doların istikrarlı kalması adına çeşitli önlemler almaya çalıştı. Ancak, bu önlemler piyasalarda beklenen etkiyi yaratmadı ve makroekonomik verilerde ciddi bozulmalar yaşandı.
TCMB Rezervlerinin Gidişatı ve Döviz Kurlarına Etkisi
Geçtiğimiz hafta itibarıyla, TCMB’nin net rezervleri swap dahil olmak üzere -0,2 milyar dolar seviyesine gerileyerek, son 20 yılın en düşük seviyesine ulaştı. Resmi verilere göre, son iki ay içinde Merkez Bankası, yaklaşık 25 milyar dolar tutarında döviz çıkışı gerçekleştirdi. Bu durum, piyasalarda dolar talebini artırırken, kurun yukarı yönlü hareketini tetikledi.
Dış Ticaret ve Enflasyon Verilerinin Ekonomiye Yansıması
Hafta içinde yayımlanan dış ticaret verileri, ekonomik politikaların ve seçim ekonomisinin etkilerini ortaya koyuyor. TÜİK verilerine göre, Ocak-Nisan döneminde ihracat %3 oranında azaldı. Buna karşılık, ithalat ise düşük enerji fiyatlarına rağmen %7 artış gösterdi. Bu durum, dış ticaret açığının büyümesine neden oldu. Enflasyon oranlarına rağmen, Türk Lirası’nın değerini koruma çabaları, dış ticaret verilerinde olumsuzluklara yol açtı. İhracatçılar, kurdaki artışın rekabetçiliklerini olumsuz etkilediğine dikkat çekmişti.
Politik ve Ekonomik Gelecek Planları
Siyasi gelişmeler ve halk memnuniyetinin ön plana çıktığı yeni dönemde, hükümetin temel öncelikleri arasında enflasyonla mücadele yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim sonrası yaptığı konuşmada, öncelikle enflasyon sorununu çözmeye odaklanacaklarını belirtti. Ayrıca, ‘Türkiye Ekonomi Modeli’ politikasının devam edip etmeyeceği konusunda belirsizlik sürüyor. Erdoğan, kampanya sürecinde mevcut politikalarla yola devam edeceklerini ifade etse de, yeni hükümette ekonomiyi yönetecek isimlerin olası değişiklikleri piyasalar tarafından yakından takip ediliyor. Mehmet Şimşek, Cevdet Yılmaz ve Lütfi Elvan gibi isimlerin göreve gelmesi halinde, daha ortodoks ve istikrarlı bir ekonomi yönetiminin benimsenebileceği öngörülüyor.
Yıl Sonu Dolar ve Kur Tahminleri
Uluslararası finans kurumları ve önde gelen bankalar, Türkiye’nin yıl sonu döviz kuru beklentilerini açıkladı. Bu tahminler, ekonomideki gelişmelere ve politik risklere göre değişiklik gösteriyor:
- Merkez Bankası: 23 TL
- HSBC: 24 TL
- Standard Chartered: 36 TL (mevcut politika devam ederse)
- Morgan Stanley: 27 TL
- Wells Fargo: 20 TL
Görüldüğü gibi, farklı kurumlar arasında önemli farklar bulunuyor. Ekonomik belirsizlikler ve siyasi gelişmelerin yakından takip edilmesi, tahminlerin daha da netleşmesine katkı sağlayacak.
